Kültür Sanat
Bedia Ceylan Güzelce‘nin ‘Bu Çağın İnsanı’ adlı kitabı, insan olmanın hızla değişen dünyasındaki yolculuğu ele alıyor. Çınar Yayınları tarafından yayımlanan deneme türündeki eser, sosyal medyadan yapay zekaya, pandemiden depreme, ayrılıktan ölüme kadar geniş bir yelpazedeki konuları inceliyor.
Kitap, kadın olma, çocuk olma, görünürlük arzusu, fark edilmek isteği, kayıplar ve umut gibi başlıkları şiirsel bir bakış açısıyla ele alıyor.
“Her şey boş demenin içi, hiç bu kadar dolu olmamıştı”
Kitabın tanıtım metninde Bedia Ceylan Güzelce, eseriyle ilgili şu düşünceleri paylaşıyor:
“Her şey boş demenin içi, hiç bu kadar dolu olmamıştı. Yaşamı ekrandan takip ediyoruz. Hepimiz gizli birer bağımlıyız artık. Birbirimize ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir zamanda, bu denli yalnızlaşmamız nasıl açıklanabilir?
Herkes kendi içine kapanırken, toplumsal hafızamız da dijital belleğe teslim oluyor. Dünya tarihinde ilk kez bir kuşak, kendinden önceki kuşaktan daha kısıtlı imkânlarla büyüyor. Savaşlar, gündelik siyaset, kimlik arayışları, değerlerin sorgulanması, yıkılması ve yerine yenilerinin konamaması gibi meselelere bir de memleket dertleri ekleniyor.
Pandemi, deprem, yangınlar, afetler, yitip giden hayatlarla birlikte kaybettiğimiz şey sadece gözyaşlarımız olabilir mi? Peki, kaybettiklerimizi nasıl geri kazanırız? Elbette hatırlayarak.”
Otlukbeli Savaşı’ndan hiç sevilmemiş bir kadının büyüme hikayesine…
Güzelce’nin ilk eseri olan ‘1473’, iki kirpinin gözünden Otlukbeli Savaşı’nı anlatan bir romandır. Bu eser, İngiltere’deki Kingston Üniversitesi tarafından yayımlanan ilk çeviri çalışması olarak The British Library koleksiyonuna dahil edilmiştir ve uluslararası alanda tanınmaktadır. Ayrıca, İran’da da okurlarla buluşmuştur.
‘Göğün Bütün Çeyrekleri’ adlı eseri ölümsüz bir insanın, hiçbir çocuğun ölmediği bir çocuk hastanesinde ölüm arayışını ele alırken, ‘Soyka’ adlı romanı hiç sevilmemiş bir kadının büyüme hikayesine odaklanmaktadır. Bedia Ceylan Güzelce toplamda üç romana imza atmıştır.